Arkeologlar, yeni kazı alanlarını bulabilmek için tecrübe, şans, beceri veya teknolojiyi, bazen de dördünü birden de kullanırlar. Buradaki esas zor olan ise, neyi aradığınızı bilmektir. Sıradan bir kaya ile taş bir alet arasında ya da doğal bir tepe ile çim kaplı kalıntılar arasında ayrım yapmak deneyim gerektirir. 1800 lü yıllarda, Almanya’da kırsal bir bölgede büyüyen Heinrich Schliemann, 7 yaşındayken, bir gün Homeros’un yazdığı Yunan destanı İlyada’daki kuşatılmış şehir Truva’nın kalıntılarını bulacağını söyledi. Babası, bu fikri bir fantezi olarak nitelendirerek oğlunun arzusunu ciddiye almadı. Fakat Heinrich onu şöyle yanıtladı: “Eğer bu duvarlar bir zamanlar var olmuşsa, tamamen yok olmuş olamazlar: geride büyük harabeler kalmış olmalı ama yüzlerce yılda...